Yöneticiler için Düşünceler
24 Mayıs 1998 tarihli PARA Dergisi'nden faydalanılarak hazırlanan bu yazıda, dünyanın 10 önemli yönetim kitabından bazı alıntıları paylaşmak istiyoruz.
• Yönetimin 5 temel ilkesi vardır:
1.hedeflerin belirlenmesi,
2.organizasyon,
3.motivasyon ve iletişim,
4.performans değerlendirme ölçümleri,
5.insanların geliştirilmesi.
Kesinlikle öğrenilemeyen, yöneticinin yanında getirmesi gereken bir özellik varsa o da deha değil karakterdir.
• Bir yönetici altındaki yöneticilerle sürekli konuşmaktan, tartışmaktan, fikir ayrılığına düşmekten çekinmemelidir. En başarılı şirketler bile eğer ulaştıkları seviye ile yetinirlerse bir anda çökebilirler. Her başarılı şirket için bu başarıyla körleşme ve yaklaşmakta olan değişimi görememe tehlikesi mevcuttur. Yöneticiler, çalışanların gözünde sevimsiz olacaklarını bilseler dahi sürekli olarak şirketin ilkelerini ve yapısını sorgulamalılar ve çalışanları yeni hedefler için teşvik etmelidirler. Çelişki, yaratıcılığı beraberinde getirecektir.
Eğer ortada bir reçete varsa bu da reçetesizliktir. Aşırıya götüren ve kesin kurallara bağlanan her reçete sonuçta sorunlara yol açar.
• Temel olarak bir yetişkinler vardır, bir de çocuklar. Önemli olan insanın hangi gruba ait olduğunu bilmesidir. Liderlik özelliklerini geliştirebilmek için her yönetici kendini çok iyi tanımalı, zayıf ve kuvvetli yönlerini bilmeli ve tecrübelerinin onu nasıl şekillendirdiğinin farkında olmalıdır. Bir insan, kendisinin hangi durumda nasıl davranacağını bilmeden başkalarından ona güven beklemesi saçma olur.
Yöneticiler işleri doğru yaparlar, liderlerse doğru işi yaparlar.
• Japon şirketlerinin başarılı olmasının arkasında Japon yöneticilerin 4 değere önem vermesi bulunmaktadır: stil, paylaşılan değerler, beceriler ve personel. Japon yöneticiler, herkesin uyması gereken kurallar yaratmak yerine bu değerleri kullanarak insanları ortak hedefler doğrultusunda çalışmaya yöneltebiliyorlar.
En iyi firmalar, amaçlarını ve bunlara ulaşma yöntemlerini kar ve verimlilik gibi ekonomik göstergelere olduğu kadar insani değerlerle de bağlantılandırabilenler arasından çıkar.
• Bir organizasyonda çalışmak temel olarak bir iktidar oyunudur ve isteseniz de istemeseniz de bu oyun içinde bir rolünüz vardır. Büyük şirketlerde kariyer basamaklarını başarıyla tırmanabilmek yolunda çok değerli bilgiler içeren bir kitap mı okudunuz? okuduktan sonra bu kitabı yakın ve kendi kitabınızı yazmaya girişin. Bu yöntem, kendi kavramlarınıza sahip olmanın tek yoludur.
• Sorulması gereken soru şudur: nasıl oluyor da herhangi bir sektörde 'vizyonu olan' belli firmalar piyasa liderliğini ele geçirip bunu uzun yıllar boyunca sürdürebiliyor ve nasıl oluyor da diğerleri ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar bir türlü liderleri yakalayamıyor? Çünkü, lider şirketler yöneticilerini sürekli olarak yepyeni, büyük ve daha önce yapılmamış hedeflere zorlamaktadırlar.
Bütün şirketlerin hedefleri vardır. Ama bir hedefi olmakla çok yüksek bir dağa tırmanmak gibi olağanüstü büyük projelere soyunmak arasında fark vardır.
• İş dünyasının hızla değişen kuralları karşısında ayakta kalabilmek için hızlı ve çevik olmak zorundasınız. Hayat boyu iş garantisi diye birşey yoktur. Şirketinizin ne zaman küçülmeye gideceğini ya da bazı organizasyonel değişiklikler geçirmek zorunda kalacağını bilemezsiniz. Bu nedenle farklı alanlarda yer alabilmenizi sağlayacak bir beceriler ve bilgiler 'portföyü'ne sahip olmaya bakın. Beklenmedik değişimler karşısında ancak bu şekilde ayakta kalabilirsiniz.
Değişim, büyümenin ve öğrenmenin bir diğer adından başka bir şey değildir. Eğer istersek hepimiz elde edebiliriz.
• İş dünyasında zirvede olabilmenin kurallarından önemli 2 tanesi: bildiğiniz işi yapmak, müşteri odaklı olmak ve onların ne istediğini iyi bilmektir.
Mükemmel şirketlerin bize öğrettiği şey: bu firmaların insanlarını, kendilerini 'kazananlar' olarak hissetmelerini sağladıklarıdır.
• Firmalar, 'Şirketler Olimpiyatı' ortamında rekabet ettiklerinin bilincinde olmalıdır. Yarışta başarılı olmak için büyük, bürokratik firmaların bile küçük ve başarılı firmalar kadar aktif ve hareketli olma zorunluluğu vardır. Bunu başarmak için de, şirketlerin bünyelerinde yer alan herkese yaratıcılıklarının önünü kapayan engelleri aşmalarını sağlayacak özgürlüğü vermeleri gerekir.
'Şirketler Olimpiyatı'nda başarılı olmak için firmaların ilk başta çelişik görünen yepyeni bir strateji yerleştirmeleri gerekir: daha az ile daha çoğunu başarmak.
• Zekice hazırlanmış bir gelecek planınız olsun. Rakiplerinizin bugün ne yaptığını düşünüp endişelenmek yerine onları kendi hallerine bırakıp gelecek için hazırlanın. Şirketinizin en iyi yaptığı şeyleri, en iyi olduğu noktaları bulun ve 10 yıl sonra bunlardan nasıl yararlanacağınızı düşünmeye başlayın. Kurallara dahil olmayın, onları yeniden yaratın. Piyasalar ve müşteriler oldukları gibi kalmazlar. Bu şekilde çalışarak bugünkü rakiplerinizi 'by-pass' edip geleceğe sıçrayabilirsiniz.
Başkasının açtığı yoldan giderek geleceğe ulaşamazsınız.
Son Söz: Kurumsal başarı, düşünen organizasyonu yaratmakla mümkündür. Ancak böylelikle; stratejiyi geliştirebilir, yaratıcılığın nimetlerinden faydalanabilir ve rakiplerinizin önüne geçebilirsiniz.
Cahit Alıravcı
Nisan 1999, OPAL Web Sitesi